Milletvekili ve belediye başkanı olmak kolay mı?

dogan-suslu-kose

MEDYATİK BAKIŞ

Doğan SÜSLÜ

İletişim:0 532 728 45 53

e-mail:medyatikbakis@hotmail.com

Önce, siyasi parti ilçe ve il yöneticiliğini, genel merkez üst düzey yöneticiliğini, milletvekilliğini ve belediye başkanlığını her manada hak etmiş tüm bireyleri ve isimleri tenzih ediyorum. Benim lafım, sözüm ve eleştirim, siyaset sanatını hafife alanlaradır. Siyaseti, milletvekili ve belediye başkanlığını, boyacı küpü misali “batır, çıkar belediye başkanı ya da milletvekili olayım” anlayışında olanlaradır.

Bakıyorsun, genç bir isim, bir kurumda görev almış ama yerinde duramıyor ve çok zıplıyor. Merdivenleri tek tek çıkmamış aksine yürüyen merdivenle çıkmış, buna rağmen ekmeden biçmek, emek vermeden zirveye yerleşmek istiyor. Erken öten horoz misali, çok zıplayınca, zıpır olup, saygınlık kaybediyor, daha zirve nedir bilmeden popo üstü oturmak zorunda kalıyor…

*Kederli Nedim, süzgün Nermin!…

Bir diğeri X bir dernekte, birkaç etkinlik, yazın tatilde olan derneğiyle, dernekçilik oynuyor, yerel medyada boy gösteriyor, sonra da “adayım, hadi beni seçin” diyor. Bir diğer kolaycı insanımız parti tabanı nedir bilmiyor, takmıyor, saymıyor ve sadece parasına güveniyor. ‘Benim param var, tabanda para, tavan da para’ mantığıyla parti genel merkezlerindeki simsarlarla, yereldeki coşku verenlere su gibi para dağıtıyor. Sonra, listeler açıklanıyor, bizim kendinden emin, oluyor kederli Nedim, ya da süzgün Nermin!…

*Hatunlu, masajlı, ağırlamalar!

Siyaset sanatında bazı köy kurnazları, tabanı bırakıp, gidip genel başkanın özel kalem müdürünü kafaya alıyor, onun çocuklarına eğitim bursu veriyor, kimi parti üst düzey yöneticilerine, kahvaltılık, yöresel salçalarımız ve narenciyeleri koli koli gönderip, bu yolla belediye başkanı ya da milletvekili olmaya çalışıyorlar…

Onlara göre bu işler çok kolay. Boyacı Küpüne batır, çıkar hop milletvekili oldun, hop belediye reisi oldun! Kedi olmadan fare tutmaya kalkan siyasi uyanıklardan bazıları, Ankara’yı mesken tutuyor. Parti genel merkezlerinden çıkmıyorlar. Siyasi parti üst düzey yöneticileriyle, ünlü restoranlarda yemekler yiyorlar. Bazen hatunlu, masajlı, yüzme havuzlu mekânlarda bu önemli şahsiyetleri krallar gibi ağırlayıp, tüm masrafları üstleniyorlar. Ancak kendilerinden çok daha Zübük olanlar dolayısıyla günü geldiğinde yine havalarını alıp, harcadıkları paralar ve akıllarıyla alay edilmeleriyle kalıyorlar…

*Olası genel başkan adayıyla şimdiden samimiyet kurmak

Siyaseti basite indirgeyenlerden bazıları da,  çok önceden siyasi yatırıma girişiyorlar. Bir tarihte yapılacak olan olağan ya da olağanüstü kurultayda genel başkan adayı olacak isimle, iyi ilişkiler kurup, samimiyeti ilerletiliyor. Geleceğin olası genel başkanının bir dediğini iki etmiyorlar. O çok çalışan beyinlerine göre genel başkan adayı, genel başkan olunca, Hatay’dan birinci sırayı ya da garanti milletvekili seçilebilecekleri bir sırayı onlara verecek ve bu geleceği gören akıllı şahsiyetlerimiz de şip şak, milletvekili seçileceklerdir! Kullanıldıkları, kullanılacakları, genel başkan adayının genel başkan olunca kimseyi tanımaz tavırlarıyla kendilerini de tanımayacağını, genel merkeze en fazla bağışı yapan bağışçılara çok daha fazla vakit ayıracağını düşünmezler, düşünmek istemezler. Kendileri çantada da keklik oldukları için milletvekili ya da belediye reisi seçilmeyi de maalesef çantada keklik sanırlar!…

*Atanmış, milletvekili olmak isteyince

Bir başka milletvekili heveslisi bulunduğu vilayet de il müdürü olarak görev yapar. Elindeki devlet imkânlarını, vatandaşa hizmet olsun diye değil, siyasetine hizmet olsun diye kullanır. İl genelinde her köyden, her beldeden tanıdığı olur. Merkez ilçede, vilayetin diğer ilçelerinde aranılan adamdır. Seçim zamanı gelir. Parti içi eğilim yoklamasından da birinci çıkar. Gazetecilere bir kahvaltı ya da yemek verir. Artık, milletvekili gibidir… Listeler açıklanır bizim uyanığımız listeye girip, seçilmek yerine yine atanmış olarak kalır ve mevcut milletvekili adaylarına ayak bağı olduğu için de bulunduğu görevden alınır kulvarın en dışına atanır!…

*Şahsiyetin evdeki hesabı siyasete uymaz

Aklındaki hedefe ulaşmak isteyen bir başka şahsiyet, bir belediye başkanının ekibinde yer alır. Başkana yardımcı oluyormuş, onun hizmetlerinin reklamını yapıyormuş gibi yapıp, aslında kendi reklamını yapmaya çalışır ve isminin yerel de, yerel yönetim ve siyaset anlamında dönmesini sağlar. Gün gelir, halkın kendisine çok sempati duyduğuna inanır ve işaret ettiğimiz şahsiyet belediye başkanlığı adaylığını açıklar. Sonra, sonrası yine hüsran. Şahsiyetin evdeki hesabı siyasete uymaz. Siyaset sanatı her parti, her il ve ilçe için ipteki cambaz örneği gibidir.  X bir partide, bir ipte iki cambaz oynayamayacağı için deneyimli cambaz, toy cambazı hem tepe tepe kullanır hem de ona hayatının siyaset dersini verir…

*Az parayla çok iş yaparmış gibi görünenler!

Yine parti ilçe teşkilatı ile il binasının yerini bilmeyenler, birkaç etkinlikte boy göstermekle, basına senede bir ya da iki kere kahvaltı vermek, döner ısmarlamakla ya da yerel basına üç kuruşluk abone ve reklam bedeli ödeyerek parti aday adayı sıralamasında göze batıp, seçilmek isterler. Kimisi kişisel web siteleriyle, kimisi sponsorlu sosyal medya hesaplarıyla, fotoğraflarına beğeni yapan insanları “Kesin bu beğenen bana oy verecek olarak” görürler. Yanlışları, kolaycılıkları, aymazlıkları tam gaz sürer… Kimileri, bilgi ve becerileri kısıtlı, az parayla çok iş yaparmış gibi görünen isimlerden yardım alır, onlardan tanınmak adına medet umarlar… Bazı adaylar, paralı büyük afişlerle kısa zamanda en çok beğenilen ve seçilecek aday olduklarına inanırlar, inandırılırlar.

*Kolaylıkla seçilen yok mu?…

Peki her şeye rağmen, çok kolaylıkla, çok emek vermeden milletvekili ya da belediye başkanı seçilen yok mu? Elbette var. Ancak onlar inanın istisna. Siyaset sanatı uzun soluklu, deneyim kazanarak, acele etmeden, gününü, zamanını, saatini beklemede sanatıdır. Bu sanatta acele edenler, siyasetin acımasız çarkları içinde siyaseten ecele gitmişlerdir. Ülkemizde seçilecekler genel başkanın iki dudağı arasında olduğu için ön seçimlerde naylon üyeler kullanıldığı ya da hiç ön seçim olmaması hesabıyla kimileri bu yolun müzmin yolcuları olmuş hala harmanlama ve strateji denemeleriyle meşguldürler…

*Aklınızla bin yaşayın…

Bu günlerde erken seçim ihtimali söz konusudur. Yine pek çok aday adayı umut ve pembe düşler içindedir. Mutlaka herkes düş kursun ve umutlansın ama bilinmesi gereken gerçekleri de unutmasın lütfen. Belediye başkanı ya da milletvekili olmanın yolu, zahmettir, her ortamda çok çalışmaktır, belli bir zaman dilimin geçmesidir. İşinin ehli insanlarla çalışma, kendinden gayri ekibine güvenme ve onlara yetki verme işidir. Terlemedir, sahada olmalıdır, iletişim çağının tüm yeniliklerini gerektiği gibi kullanmadır. Ve elbette parayı gerekli yerlere harcama işidir. Millet ne söylerse söylesin, biz gazeteciler ne yazarsak yazalım. Bu manada herkes aklından razıdır ve hemen herkes doğru yaptığına, doğru yolda olduğuna inanmaktadır. O vakit lafı fazla uzatmaya gerek yok. Hay aklınızla bin yaşayın… Arzuladığınız hedefte, bahtınız ve yolunuz açık olsun. Her nerede ve nasıl bu düşü yaşatıyor ve uygulamaya koyuyorsanız da,  o çok arzuladığınız başarı sizlerle beraber olsun…

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.