MEDYATİK BAKIŞ
Doğan SÜSLÜ
İletişim:0 532 728 45 53
e-mail:medyatikbakis@hotmail.
İsdemir Genel Müdürü Recep Özhan, işletme mezunu ve maliye kökenlidir, kamuda ve özel sektör de de mali işlerden sorumlu olarak yöneticilik yapmıştır. Dolayısıyla Recep Bey mantığındaki yöneticilerde en az personelle en çok işi yapıp, şirketi kazanan yapmak ve bu kazançtan üst düzey yönetici olarak prim almak vardır…
Elbette her yönetici gibi Recep Özhan beyde işletmesini, şirketini koruyacaktır. Ancak bu koruma sadece rakamlarla, işin maddi boyutuyla olmaz. Bir de mevcut yapının, işleyişin manevi yönü söz konusudur. Sevgisiz çocuk sorunlu olur. Susuz çiçek solar. İçine sevgi katılmayan yemek lezzetsiz olur. İçinde huzur olmayan bir işletmede de sağlıklı, verimli ve hayırlı üretimler olmaz. Sevgisiz ortamda takım ruhu, dayanışma, yüksek sorumluluk ve daha fazlasını daha iyisini yapayım mantığı oluşmaz, yer etmez. Bir işletmede, üretim rekorlarının kaymağını genel müdür, onun birkaç yardımcısı yer, diğerleri de baskı, işten çıkartılma tehditleri, sendikal tercihlere müdahaleler ve zorlamayla çalıştırılırsa, uzun vadede işler yürümez…
*Recep Özhan “Ben kardeşimi kapının önüne koyar mıyım?”
Sayın Recep Özhan Bey, İsdemir işçilerini kast ederek geçtiğimiz yıl “Onlar benim kardeşimdir. Ben kardeşimi kapının önüne koyar mıyım?” demişti. Sonra sevgili genel müdür adeta gözünün üstünde kaş var mantığıyla, emeklilik, sağlık, performans, borçlanma gerekçeleriyle önce 800’e yakın kardeşini, sonra da onlara 200 kardeşini daha ekleyerek 1000’i aşkın emekçiyi İsdemir’den göndermiştir. Şimdi Recep Beye sormak lazım. Bu nasıl kardeşlik Recep Bey? Hani hiçbir kardeşinizi kapının önüne koymayacaktınız? Hani onlar sizin kardeşinizdi? Demek ki o sıralar da içinizden atmak geliyormuş, siz de atmışsınız. Bilseydik böyle olacağını daha o zaman size “Atma Recep, din kardeşiyiz” derdik!… Böylesi bir sözden sonra, tersi bir uygulama yapan Genel Müdür Özhan artık güven veren bir yönetici portresinden uzaktır…
*Herkes hatır sayarken, Genel Müdür Özhan hatır saymadı
En önemlisi madem sağlıksız olmak işten çıkartılmak için bir gerekçe oluyor, o halde aylardır sağlık bulmak adına şifa arayan Sayın Özhan, neden kendi sağlıksızlığını da işleme koymuyor? Neden koltuğunu, bu işi yapabilecek çok daha sağlığı elverişli bir isme bırakmıyor? Tüm samimiyetimle yazmak isterim ki ben önce insan sonra yerel bir gazeteci olarak Sayın Recep Özhan’ın aylardır süren tedavi sürecinde hatır saydım, onu çok sık eleştiri yöneltip onu üzmekten kaçındım, elzem eleştirilerimi de büyük bir dikkatle yaptım. Ben gösterdiğim hatırın onda birini işçiler için Genel Müdür Özhan’da görmedim. Kısaca herkes hatır sayarken, Recep Bey hatır saymadı hatta hatır yerine para saydı…
*İsdemir yönetimi tarafsızlığını yitirdi…
Daha önemlisi İsdemir yönetimi Recep beyle birlikte son yıllarda tarafsızlığını yitirdi, arkadaş hatta kardeş gibi olan İsdemir işçisi bir birine düşman, bir birine küs ve adeta birer hasım oldu… Recep Özhan beyin bir an önce sağlığına kavuşması ve çok daha sağlıklı düşünmesi ne kadar dileğim ise İsdemir’in iş barışına, huzura kavuşması ve kapı önüne konan 1000’i aşkın emekçinin, tekrardan işlerine kavuşması da bir o kadar dileğimdir.
Genel Müdür Özhan ve ekibinin (içlerine her karara katılmayanlar var) tarafsızlıklarını yitirerek, misafir sendika lehine üst üste hülle ve girişim yaptıkları açıktır. İş yerinde vardiya amirleri ve yardımcılarının tehdit, darp girişimleri ve diğer baskıları adliyeye intikal etmiştir. Yetki süreci zaten daha önce yargıya intikal etmiş ve önümüzdeki gün ve aylarda nihai sonuca ulaşacak ve işçinin özgür tecelli edecektir.
*Ülke genelinde istenmeyen sendika, İsdemir’de kalabilir mi?
Ülke genelinde direk atama, baskı, sindirme, darp ve diğer bazı yöntemlerle yol alan malum sendika Türkiye genelinde “İstenmeyen sendika” ilan edilmişken, İsdemir yöneticilerinin misafir sendikayla şirinleşmeleri, onların yönetici ve sözde temsilcileriyle dirsek temasında olmaları, hem akılla hem İsdemir’in geleceği adına izah edilebilir bir durum değildir. İsdemir “Ben bu şirketi sadece rakamlarla yönetirim” mantığındaki bir genel müdürün dayatmaları ile yönetilemez. İsdemir tarihinden daha kıdemli bir tarihçeye sahip Çelik-İş Sendikası’nı, İsdemir’den, işçinin özgür iradesiyle değil kumpas, hülle ve kapalı kapılar ardındaki bazı oyunlarla koparmak adına, yapılan tüm çabalar nafile çabalardır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve herkes hukukun vereceği karara uymak durumundadır…
*Gün gelir Recep Bey gider, bıraktığı sorunlar kalır
İsdemir Genel Müdürü Recep Özhan, bugün eski sağlığına kavuşsa bile yaklaşık 5 yıl sonra yaş haddinden görevini bırakmak durumunda kalacaktır. Huzursuz, iş barışının olmadığı, tam bir karmaşa ve bilerek yaratılan belirsizlik ortamı İsdemir’e yakın gelecekte üretim kayıpları da yaşatabilir. İşyerinde ve evinde huzursuz olan emekçiler, yaralanmalı ya da ölümlü iş kazalarına sebebiyet verebilir, ruhsal bunalım, işçi ailesinin fertlerini de sarabilir. Mutsuzluk sarmalı içindeki İsdemir mutluluk sarmaşıklarıyla dolmalıdır. İsdemir’de eskiden kok ünitesinde sevgi çiçekleri yetiştirilirdi. Bugün İsdemir’de sevginin S’si, huzurun H’si kalmamış ve İsdemir fitne, kin ve düşmanlık rüzgârların estiği bir işletme olmuştur…
*Güvensizlik ve sevgisizlik hamuruyla yoğrulan İsdemir
Özetle, yaratılan tahribat, kanamaya başlayan yaranın tedavisi, huzur, güven, birliktelik ve arkadaşlık ruhunun yeniden tesisi içinde belli bir süreye ihtiyaç vardır. Gün gelir Genel Müdür Özhan çeker gider ama geride bıraktığı sorunlar kalır. Bugün OYAK yönetiminin öncelikli sorunlarından biri de İsdemir’deki karmaşa tablosudur. Sevgisizlik ve güvensizlik hamuruyla yoğrulan İsdemir’den güzel bir gelecek beklemek, şu ara tam bir hayaldir… Eskiden İsdemir kuruluş yıldönümlerinde halat çekme yarışı yapılır ve halatlar neşeyle, sevgiyle, rekabetle ve karşı tarafı incitmeden çekilirdi. Bugün İsdemir’de o halatları çekecek içi sevgiyle dolu emekçi kalmadı. Halatların iki ucu da fitne, fesat ve düşmanlığa, alın teri yerine ideolojiye bulaştırıldı. Geminin Kaptanı Recep Özhan Kaptan, gün gelir gemisini kurtarmadığı gibi kendini de kurtaramaz. İsdemir dümeni kilitlenmiş bir gemi olamaz, olmamalıdır.
*OYAK üst yönetimi bu kötü gidişe ‘Dur’ demelidir
İsdemir’in eski güzel günlerine dönmesi, yasayla, hülle değil güvenle, misafir değil asıl sendikayla, sağlıksız değil, sağlıklı yöneticilerle gerçekleştirilebilir. Rakamları, iş barışını, sevgiyi, huzuru, takım ruhunu, birlikteliği, iş güvencesini harmanlayan, işçi, işveren ve yetkili sendikanın bir birini tamamlayan bir üçlü olduğunu bilen zihniyetlerin iş başında olması en büyük dileğimdir. OYAK üst yönetimi, İsdemir’deki bu sağlıksız ve belirsiz kötü gidişe artık ‘Dur’ demelidir. Toparlanma süreci de göz önüne alınarak, bir an önce İsdemir’de beyaz sayfa açılmalı, İsdemir’in yakın gelecekteki daha da vahim halleri bugünden önlenmelidir. Açılan beyaz sayfada, kuvvetle muhtemel İsdemir’de tekrardan “Yetkili” olabilecek Çelik-İş Sendikası üst yönetimi de, öyle sanıyorum ki üzerine düşenin fazlasını yapacaktır.
Recep Özhan müdüre en samimi duygularımla sağlık dilerken, İsdemir kapısındaki işçilerin de bir an önce işlerine dönmelerini arzuluyorum. Halen çalışan tüm emekçilere de huzurlu ve kazasız günler diliyorum. İsdemir üst yönetiminin de bundan böyle sağlıksız değil sağlıklı kararlar almalarını temenni ediyorum…